İş işten geçmeden!

Hızlıca değişen çağımızda teknolojik alet ve aparatlar tüm yaşamımıza girdi. Her iş daha kolay yapılır hale geldi. Fakat sanayi devriminin verdiği olumsuz sonuçlar, çözümcül işlev sunan günlük hayatta kullandığımız eşyaların kendi karmaşık ve kompleks yapıları, hormonlu gıdalar, radyasyona maruz kalan yaşam alanları, hiç düşünülmeden yakınına baz istasyonu kurulmuş çocuk parkları, çoklu yaşam alanları, çevre kirliliği gibi etmenler ile hastalıklar ve genetik bozulmalar arttığı inkar edilmez. O zaman yaşam kolaylıklarımız neden fark edilmeden hayatımıza giren unsurlar ile başa çıkmamızı sağlayamıyor. Akıllı ev sistemleri ile oluşan yeni binalar hayatımıza kolaylıklar sunarken hepsinden vaz mı geçeceğiz? Nasıl hareket edecek, gelişen yaşama nasıl uyum ayak uyduracağız?

Zaman zaman göl ve nehir kenarlarında, balık kafilelerinin ve canlıların toplu ölümlerine şahit oluyoruz. O yöredeki fabrika ve sanayi artıklarının bu tür durumlara yol açtığını, insanlığın hayvan ölümlerine seyirci kaldığını tüm yakarışlarımıza rağmen görüyor ve engel olamamanın yenisini yaşıyoruz.

akilli-evler-ve-bencilik

Bireysel bakışımızın kendi kendimize bile küçük gelen düşünce zinciri hamle yaptığımız takdirde, birbirine ekli düşünce halkaları ile büyüdüğünü ve fark edildiğini görürüz oysaki. O zaman ben ne yapabilirim tek başına rahatlık bahanesinin arkasına sığınmak yerine biz ne yapabiliriz objesini koyarak bencilikten kurtulup hamle yapabilir hale gelebiliriz. Bu düşünce bakışı uygulamanın hayata dair yüzde ellisini oluşturuyor aslında. Başlangıçlar sonları oluşturduğuna göre hepimiz temiz yarınlar için, dünyanın geleceği için iş işten geçmeden yeni düşünce tarzları oluşturmalıyız. Aksi takdirde, yaşlanan dünyamızın hızlı sonu geldi sayılır.